Şuayb Ordu 31 yaşında. Almanya’da serbest meslekle uğraşan, ilahiyat fakültesi mezunu bir gönüllü. Madleen’e katılma kararını sıradan bir siyasi refleks olarak değil, derin bir vicdanî zorunluluk olarak tanımlayan Ordu, “2024’ün başlarında bölgeden gelen sahnelerin ağırlığıyla duygusallaşmaya başladım. Türkiye’deki depremde de yardıma gitmiştim. Orada cenaze yıkıma hizmetlerinde bulundum. Ağır sahnelere şahit oldum. Onun duygusallığı daha tazeyken, Gazze’de benzer şeyler görünce bir şeyler yapmak istedim” dedi. Ordu, yardım sürecine nasıl dahil olduğunu anlatırken, eşiyle birlikte gösterdikleri çabayı şöyle anlatıyor:
“Freedom Flotilla ile tanıştık. Online başvurular yaptık. Eşim sağolsun, organizasyonun her ülkesine mail'ler attı, formlar doldurdu. Toplantı yapmışlar ve bizim ismimiz her yerde olunca kabul ettiler. Ben de bir süredir gönüllü olarak bu yapı içinde çalışıyorum.”
Gemiye kabul edilmesinin arka planında bir gönüllülük geçmişi var. Ancak Şuayb, bu yolculuğa çıkma kararını sadece teknik katkı vermek için değil, vicdanen aldığını belirterek, “Her gün telefonumu elime aldığımda parçalanmış çocuk cesetleri görüyorum. Bu şekilde yaşamaya dayanamıyorum. Korkuyoruz elbette. Ama bu bir insanlık görevi. O yüzden korkumu bir kenara bırakıyorum” ifadelerini kullandı. Ordu, gemideki atmosferi de şöyle aktarıyor: “Şu anda 12 kişiyiz. Kaptanlarımızla birlikteyiz. Şu an ortalık sakin ama bir defa drone’lar tarafından tespit edildik. Psikolojik baskı yoğun ama aksiyon yok şimdilik. Allah’a şükür her şey yolunda. Planlara göre 6-7 gün içinde Gazze açıklarında olacağız. 4. gündeyiz.”